ABD ve TÜRKİYE : Sınır Ötesinde dolaşmak...

Türkiye özellikle AKP ile birlikte bir kaç senedir, ABD 'nin ne kadar yakın müttefiki olduğunu söylese de; Onun istediği sınırlar içerisinde davranmamakta ve ABD 'nin istediği sınırların dışına çıkmaktadır. (Irak teskeresinin reddi, İran ve Suriye ile ilişkileri ve Hamas 'la görüşmeler vb. gibi.)

Durum böyle olunca ABD 'nin Türkiye 'yi gözden çıkardığını düşünenler gittikçe artıyor. Bu yazılara 2 örnek aşağıdadır.

Peki ABD bizi gözden çıkarırsa ne olur ? Bunu tersten sorarsak bunca yıldır çıkarmamışta ne olmuş , ne gibi faydaları var, ona bakmak lazım.

Baktığımız zamanda pek olumlu gözükmüyor.
* Haklı olduğumuz Kıbrıs davamızda yanımızda olduğu söylenemez.
* PKK ve Kuzey Irak konusundaki tutumları malum.
* Ermeni Tasarısı her yıl ısıtılıp önümüze getiriliyor.

Bu listeyi çoğaltmak mümkün. Dolayısiyle ABD 'nin toplumumuzdaki imajıda gittikçe kötüleşiyor.

Tek kutuplu bir dünyanın patronu gibi davranan ABD ile yollarımızın ayrılması bize mutlaka sıkıntılar verecektir ama uzun vade de lehimize olacaktır.

Tabii patron izin verirse... Bekleyip göreceğiz bakalım.

ABD 'nin HESABI - Abdulhamit BİLİCİ - Zaman (Yazının Tamamı için)

ABD'nin bölgedeki PKK varlığına karşı 4 yıldır somut bir adım atmamasını ve son olarak Kongre'de yaşanan Ermeni tasarısıyla ilgili gelişmeleri düşününce, insan sormadan edemiyor: 3-5 tane terörist elebaşısını teslim ederek Türk toplumunun kızgınlığı giderilebilecekken, Türk ve Amerikalı birçok saygın ismin önerdiği bu tür adımlar neden atılmıyor? Bu zorlamalarla Türkiye'nin İran ve Suriye'ye karşı safını belirlemesi mi isteniyor? Yoksa Amerika, Türkiye'den uzaklaşmaya karar verdi de bunun psikolojik zeminini mi hazırlamaya çalışıyor? Ermeni tasarısına tepki sadedinde İncirlik ve Habur'u devre dışı bırakarak, Türkiye'nin Irak'ın kuzeyine kurulacak üsse, kendi eliyle kapıyı aralaması mı isteniyor? Toplumdaki değişim de göz önüne alındığında Washington'a duyulan antipatinin daha da artacağı hesap edildiği için Amerika bölgede Türkiye'yi dışlayan yeni bir yapılanmaya mı gidiyor? Bölgenin 4 temel milli unsurundan Türk, Arap ve Farslar dışlanarak sadece Kürtlere dayalı bir stratejik hesaplama mı yapılıyor?

Taşıdığı stratejik önemden dolayı göklere çıkarılan Türkiye'ye hem terör hem de Ermeni meselesinde yapılan bu muameleden sonra, lütfen kimse bu istifhamlar da nereden çıkıyor, diye sormasın.

Hiç bir sey şansa değildir. - Fatih ALTAYLI - gazeteport.com

“Ermeni soykırımının ABD senatosunda tanınmasının zamanlaması şansa mı bugünlere denk geldi” diye soruyor herkes. Zannetmiyorum. ABD’de hiçbir şey şansa olmaz. Özellikle de dış politika konusunda. Çünkü ABD’de ciddi bir derin devlet vardır. İktidarda ister Demokratlar, ister Cumhuriyetçiler olsun, politikanın ana gövdesini Amerikan derin devleti belirler. Bazen think thankleri, bazen kendilerine bağlı senatörleri, bazen politik baskı gruplarını kullanarak siyaseti yönlendirir. ABD senatosunun, Ermeni Soykırımı iddialarını tanımasını da böyle değerlendirmek gerekir. Bu ne şansa olmuş bir olaydır, ne de Ermeni lobisinin baskısıyla. Bunun arkasında ABD’nin Türkiye, daha doğrusu Ortadoğu ve Ortaasya politikasında oluşturmaya başladığı yeni politika vardır. ABD’nin önümüzdeki on yıllar içinde, bölgede farklı bir tavır takınacağını, yeni partnerler bulacağını, Türkiye’nin stratejik pozisyonunu artık önemsemez hale geldiğini hep birlikte yaşayıp göreceğiz. Bu kararın, Cumhuriyetçi Başkan'ın “Sözde” itirazlarına rağmen Demokratlar tarafından alındığını, ABD’nin bundan sonraki başkanının kuvvetle muhtemel Demokrat Parti’den olacağını da göz önüne alırsak, soykırımın tanınmasının anlamını daha iyi kavrayabiliriz. Türkiye’nin dış politikasını oluşturan siyasetçilerin, dışişleri profesyonellerinin ve akademisyenlerin bunu bilerek hareket etmelerinde fayda var.Tabii askerlerin de...