Zaten dinlenen konuşmanın içeriğine baktığınız zaman Bir partinin tepe yöneticisi ile bir ilin Valisi nasıl oylarımızı atırırız diye konuşuyor. Çok ilginç değilmi halka gitmek yok, halka sen ne istiyorsun demek yok ama atanmış bir yönetici ile nasıl oylarımızı artırırız diye konuşmak var. Bence Vali iline gitsin tek parti döneminde olduğu gibi " CHP 'li olunacak Ol " desin ve bitsin.
Hürriyet :
Ortam değil, Gaflet çıktı...
Vatan :
CHP yi zora düşüren belge... 44 dakika canlı yayın...
Milliyet ise hala biraz tereddütlü :
Telefonun açık kaldığı iddiası güçleniyor... Önder Sav 'ı Vakit dinlemiş...
Gibi başlıklar atan Doğan yayın grubu gazetelerindeki ve yazarlarındaki dönüşümü görmek için önceki günlerdeki yazılarınıda okumanızı tavsiye ederim.
Öte yandan Sabah Gazetesinde Ergun Babahan Telefonun ucunda bu kez Sav çıktı başlıklı yazısında, "Yani, Önder Sav telefonunu kapatmadan eski valiyle sohbet etmiş ve muhabir de bu konuşmayı teybe kaydetmiş. Bu kaydı yayınlamanın hukukiliği ayrı bir konu elbette.Ancak böylesi basit bir hatayı "CHP Genel Merkezi özel aletlerle dinleniyor" diye sunmanın bir sorumluluğu ve bedeli olmalıdır.Zaten gergin bir ortamda bulunan ülkeyi "Ana muhalefet partisini özel bir birim dinliyor" diye yanlış yönlendirmek ciddi bir davranış değildir açıkçası.Burada bir kısım medyanın tutumu da sorgulanmaya muhtaçtır.Savunmaya hiç söz hakkı vermeden önyargıyla hareket edip erken hüküm verenler de mahcup duruma düşmüştür." diyor ekliyor,
"CHP yönetiminin yaş ortalaması itibariyle teknolojiyle pek ilgisi olmayan yöneticilerine cep telefonu kullanma kursu açması bir başka önlem olabilir. Partiyi gençleştirmek bir opsiyon olarak görülmediğine göre cep telefonunu toptan yasaklamak da bir yoldur CHP yönetimi için. "
Yine Sabah Gazetesinde Engin Ardıç "Sen Kimsinki seni dinlesinler" yazısında
"Acaba bir "Turkish Watergate" yaratmayı denesek?
Fakat burası Amerika değildir. Orada Bob Woodward ve Carl Bernstein gibi gazeteciler var ama bizde de alt tarafı Mustafa Necati...
En iyisi, Ergenekon'un da yardımıyla, "umum dinleme faaliyetine" kara çalacak bir skandal patlatmak, ki, şaibe doğsun; "haybeden" dinlemeleri ortaya döküp "asıl" dinlemeyi gözden düşürelim: Bunlar ciddi olmayan işlerle uğraşıyorlar, otu botu dinliyorlar, demek ki Ergenekon diye bir örgüt de yok, bunların uydurması!
Fakat yutmayan yutmayacak olduğuna göre, halkın daha büyük çoğunluğunu tedirgin etmek şart.
O zaman yazalım bakalım:
"Gelinen noktada telefonunun ya da odasının dinlenmediğini düşünen Türk vatandaşı galiba kalmamış gibidir." (Galibayı unutmayalım ki gerektiği zaman kıvırabilelim.)
"Herkes tedirginlik içindedir." (Değildir ama edelim.)
"Pek çok vatandaş, telefonda konuşurken kayıtta olduğu korkusuyla iki kez düşünüyor." (Düşünmüyor ama düşünsün hergele!) "
diyor ve, " Bu "ısmarlama Watergate" de birini yakacak ama bu ille AKP olmayabilir ha!.." diyerek bitiriyor.
İnşaallah onun yaşlarında bizde onun kadar sağlıklı oluruz ama yinede 65 yaşını geçenlerden istenen Sağlık Raporunun bir an önce Önder Sav 'a da uygulanması lazım gibi geliyor bana...
Ve İnternette dolaşan geyiklerden seçmeler :
- "İtinayla Cep telefonu nasıl kullanılır dersi verilir. Para falan istemez, yeter ki ülkemi rahat bırakın. Telefonunu yönetemeyen ülkeyi nasıl yönetsin."
- "Bundan sonra seçimlerde milletvekili seçilme şartları arasına telefon kullanmayı bilme şartı eklensin. "
- "Daha telefonunu idare edemiyor, ülkemi nasıl idare edecek. Çok güldüm."
- "Sırada acaba gündemi degistirecek ne kaldı? CHP en iyisi en iyi olduğunu yapsın. İlk elden Anayasa Mahkemesi'ne. Neye dava açacaklarını artık kendileri uydurur."