Güneri Civaoğlu
Tabula Rasa 07.06.2008
DENİZ BÖLÜKBAŞI’YI İZLEYİN
Siyasetin geldiği bu noktada sezilerim beni MHP Milletvekili Deniz Bölükbaşı’ya yöneltiyor.
Parlak bir diplomat ve stratejist olan emekli Büyükelçi Deniz Bölükbaşı’nın “yeni MHP tablosunda” fırça izlerini görür gibiyim.
Bu dönem MHP’de ilginç değişiklikler var.
Siyaset rotasında temel değişimler üreten kaydırmalar yapmakta.
Her defasında AKP’ye arka çıkar gibi görünerek fena halde açığa düşürüyor.
Abdullah Gül’ün cumhurbaşkanı seçiminde oy kullanarak yaptığı hamle, Erdoğan’ın hesaplarının altını üstüne getirdi.
Abdullah Gül’ün cumhurbaşkanı olarak Çankaya’ya çıkması gerçi AKP’nin bir siyaset zaferi sanıldı ama işin aslı hiç de öyle değildi.
Erdoğan’ın “Abdullah Gül’ün adaylıktan çekileceği” yolundaki beklentilerini AKP’nin “dişli kurmaylarından” dinlemiştim.
Düşünmüştüm...
MHP’yi hem halk tabanında demokrasi vitrinine koyan, hem de AKP’deki doruk dengelerini değiştiren bu strateji gerçekten Genel Başkan Bahçeli’nin mi üretimiydi?
Ardından Başbakan Erdoğan yurtdışı gezinde uzaklardan kükredi:
“Başörtüsü velev ki siyasi simge olsun... Ne var bunda?
Başörtüsüyle yükseköğretim için verdiğimiz sözü tutacağız...”
Ve... MHP’den gene stratejik bir çağrı:
“Başörtüsü konusunu Meclis’e getirin, oy veririz. Anayasa’yı bile değiştiririz.”
Bu iki partinin yeterli Meclis çoğunluğu var.
Erdoğan için artık hareket sahası kalmamıştı.
Meclis’te 411 el böyle kalktı.
1- Böylece MHP, “Biz yükseköğretimde kızlarımıza başörtüsü özgürlüğü vermek istiyoruz ama Meclis’teki sayımız yetmiyor” söylemini AKP’nin tekelinden aldı.
2- Başörtüsü üzerinden siyaset tabanında kendine de bir pay aldı.
3- AKP’yi öyle bir hukuk ve siyaset labirentine soktu ki, çıkışı görünmüyordu. Önce AKP için kapatılma davası, ardından yükseköğretimde başörtüsünü hedefleyen anayasa değişikliğinin Anayasa Mahkemesi’nde iptali ve yürürlüğünün durdurulması.
Labirentin ileri aşamalarında daha başka açmazlar da olabilir.
MHP’deki bu stratejik tavrın da arkasında Deniz Bölükbaşı’nın olduğunu hissediyorum.
Önce diplomasi inceliklerini yansıtıyor ama asıl onda babası Osman Bölükbaşı’nın siyaset üslubunu buluyorum.
Osman Bölükbaşı’yla gazeteciliğimin ilk yıllarında çok kez konuştuk.
Uzun konuşurdu ama içinde vecizeler vardı.
Siyasetin mimarisini bir anda değiştirecek projeler üretirdi. Örneğin... 27 Mayıs 1960 ihtilalinden sonraki İsmet İnönü hükümetinin yıkılması ve onun yerine tarafsız Ürgüplü’nün başbakanlığında, o sıralar henüz milletvekili bile olmayan Süleyman Demirel’in Başbakan Yardımcılığı’nda oluşan çok parçalı koalisyon hükümeti, Bölükbaşı’nın tasarımıydı. Babasının kurduğu bu partinin sınırlarının ötesinde projelerde parmak izi var sanıyorum.
Belki yanılıyorum, belki değerlendirmem abartılı.
Ama içimde bir ses “Deniz Bölükbaşı’nı izlemeye devam edin” diyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder