"Benimle aynı düşüncede olmayan insan düşman değildir ; Sadece benimle aynı düşüncede olmayan başka bir insandır." (Alıntı)

KARMA (Karışık Olanlar) Son Eklediklerim...

31 Mart 2008 Pazartesi

Saygıslık Tesbiti : Dağdaki Çobanla, Ben ..... (Ulan Öküz Anadolulu)

NTV de Program yapan Aysun Kayacı 'nın söylediği ve Pınar Kür 'ün desteklediği;
"Dağdaki çobanla benim oyum eşit olamaz. "

sözü bana geçen gün grupda hatırlatılan aşağıdaki hikayeyi anımsattı. Gerçekten bazıları hepimiz eşitiz ama bazılarımız daha eşitiz diyorlar. Bunu da aşağıdaki anıdaki kadar ağır olmasa da yukarıdaki sözlerle belli ediyorlar.

Bir de benim anlamadığım konu, bunu söyleyenler "Biz vergimizi ödüyoruz Ödemeyenle nasıl aynı oluruz" gibi şeyler söylüyorlar.
Benim bildiğim gelişmiş demokrasilere sahip ülkelerde vergi veriyorum diye devletten/devlet çalışanlarından yani o vergileri harcayanlardan hesap sorulur. Halk 'dan değil...


Gelelim hikayemize ;

Tek parti döneminin Valisi Nevzat Tandoğan, siyasi faaliyetlerinden ötürü tutuklanarak yanına getirilen Osman Yüksel Serdengeçti 'ye hiddetlenir:

"Ulan öküz anadolulu; sizin milliyetçilikle, komünizm ile ne işiniz var.? Milliyetçilik lazımsa bunu biz yaparız. Komünizm gerekirse onu da biz getiririz. Sizin iki vazifeniz var : Birincisi Çiftçilik yapıp mahsul yetiştirmek. İkincisi askere çağırdığımızda askere gelmek"

Akabinde görevlilere emir verir :

"Alın bu iti götürün."


18 Mart 2008 Salı

Alıntı : Neden modernler başörtüsüne karşı..? (Özlem Abacı)

İhsan Dagi kose yazisinda Star gazetesinde yaptirilan bir arastirmadan bahsediyor. Bu arastirmaya gore maddi refah ve egitim duzeyi artan cevrelerde basortusu karsitligi artiyormus. Dun Etyen Mahcupyan yazisinda modern insanin algisinin daima yeni olani eskiden ustun tutma ve gecmisi karanlik kotu bulurken yeniyi yuceltme gibi bir anlayisa yoneldigi icin eskiye ait olana karsi otoriterlesmesinin de bu anlayisin bir sonucu oldugunu soyluyordu.

Bu anlayis Orhan Pamuk un cocuklugunu anlattigi su satirlarinda cok guzel aciklaniyor "...Ama bu insanlarin saf ve iyi yanlariyla,inandikl ari seyler arasinda bir celiski oldugu, bunun da modernlesme, Avrupalilasma ve kalkinma gibi buyuk tasarilari zorlastirdigini, evin icindeki kucumseyici havanin zaman zaman otoriter bir ofkeye donusmesinden anlardim. Bizler yalniz mal mulk sahibi oldugumuz icin degil, batililasmis ve 'pozitivist' oldugumuz icin de hukmetme hakkina sahip oldugumuz bu 'cahil' insanlarin tuhaf itikatlarina fazla baglanmalarina kendi cikarlarimiz icin degil, memleket cikarlari icin de siddetle karsi cikmaliydik. "

Yalniz burada isler bir parca karisiyor cunku karsit olan durumun geleneksel olana degil de daha modern olana yonelik oldugunu goruyoruz. Mesela Alev Alatlı tülbenti saf Anadolu dindarliginin, turbani ise karanlik kadina karsi kisitlayici bir din anlayisinin sembolu kilarken, eski bir dekan basortusunu yasakladigi fakultesinde hizmetlilere basortme zorunlulugu getirebiliyor, bilmem ne kadin kurultayinda bir digeri o saten basortulerle gururla dolasmalarina katlanamiyorum nereden cikti bu satenli jipli kadinlar diye feryat ediyor.Bize dayatilan cagdaslik, modernlik ya da her neyse bir anlayisi kabullenmemiz isteniyorsa evinde tulbentle oturan degil de o saten basortusu ile isine giden kadinin gonlumuze su serpmesi gerekmez miydi. Ihsan Dagi bu noktada rahatsiz olunan o kadinin temsil ettigi sinifin kabul gormus cumhuriyet elitlerinin hakimiyet alanlarini daralttigini soyluyor. Yani bir cins sinif savasi suruyor. Bu islerin ilk basladigi Istanbul belediyesinin Refaha gectigi gunlerde belediye tesislerine dolusan binlerce her cesit goruntude insanin yarattigi isgal edilmislik duygusu gibi birsey olsa gerek bu.

Bir diger etken de bence travma. Cumhuriyet elitleri cok uzun bir suredir din ve dindarlar ile o kadar sorunlu bir iliski kurdular ki icten ice bir gun bu tavirlarinin hedef aldigi insanlarin donup kendilerine zarar verecegi endisesini tasidilar.Simdi tam da bu duygulari yaratan insanlarla artik daha cok alanda karsilasiyor ve ortak alanlari kullanmak zorunda kaliyorlar.Temeli olan ya da olmayan korkular sagliksiz panik halinde davranislara yol aciyor. Eger artik normal sinirlarini asmis cok derin korkular duyuyorsaniz korktugunuz seyle karsilastiginizda kendinize ya da korktugunuza zarar vermeniz isten bile degil.

Yine burada Orhan Pamuk un cok samimi kimi satirlarini ele alirsak 'icerden' bir inanin oz elestirileri faydali olabilir. "Yoksullarin caresizlerin Allah'la kurduklari bu israrli iliski onlarin yardima muhtac olduklarini hatirlatmaktan oteye gitmedigi zamanlarda beni ve evdekileri fazla tedirgin etmezdi. Bizden baskalarina guvendikleri ve boylece yuklerini tasiyacak baska bir guc oldugu icin rahat ettigimiz bile soylenebilir. Ama bu rahatlik Allah i bizim gibi olmayanlarin bir gun bize karsi kullanabilecekleri bir guc en azindan bir kiskanclik konusu yaparak bizleri bazan tedirgin ederdi." "Korktugum Allah degil onlara cok fazla inananlarin benim gibilere duyacagi ofkeydi. Zekalari-hasa- askla inandiklari Allah ile hicbir sekilde karsilastirilamayac ak bu asiri inancli kisilerin aptalligi,beni korkutan ikinci nedendi. Bir gun 'onlar gibi' olmadigim icin cezalandirilacagim korkusu yillarca beni terk etmedi..."

Korku ile nasil mucadele edilebilir sorusuna gelince. Diyelim ki kediden cok korkuyorsunuz. Burada kedi sizi ikna edemez. Kedi ustunuze geldikce paniginiz artar. Belki sizi ikna edecek bir baska saglikli insanin o kediyi tutmasi korkulacak bir sey olmadigini digerlerine gosterebilmesidir. Ama Turkiye nin buna zamani ve tahammulu kaldi mi bilemiyorum. Sonucta oldukca az ama azimsanamayacak bir kesimin korku ve panik davranislari hepimizin hayatini zindan etmeye yetiyor.


Özlem Abacı 'nın
Siyasal Ufuk Hareketi postalarından alınmıştır...

Çanakkale : Rahmetle Anıyoruz...


18 Mart Çanakkale Şehitlerini Anma Günü...
Allahım kendilerinden Razı ve Memnun olsun.
Mekanlarıda Cennet olsun.


Bayram Namazı - Çanakkale

16 Mart 2008 Pazar

AKP : Kapatma Davası... Türkiye 'yi (Halkı) kapatamıyacağınıza göre... !!!

AKP 'yi kapatma davasında; Türkiye 'yi yani Demokratik olarak hakkını kullanarak oy veren halkı kapatamıyacağınıza göre hesap ne acaba...
Bununla ilgili Taraf gazetesinde Ahmet Altan 'ın bu günkü yazısı ilginç ve ilginç olduğu kadarda ürpertici.

Umarım bahsettiği korkunç tehlike hiç gerçekleşmez.

Salih Memecan - Sabah


Darbe hazırlığı ya da Kemalizm’i ‘kapatmak’
Ahmet ALTAN - Taraf Gazetesi


Bizim hukukçuların hukukla da, bu ülkenin halkıyla da ilişkilerini kestiklerini artık herkes biliyor. Yargıtay Başkanı’nın mafyayla ilişkilerinin ortaya çıkmasından, Anayasa Mahkemesi’nin 367 kararından, Danıştay Başsavcısı’nın darbeyi öven konuşmalarından, Yargıtay Başsavcısı’nın iddianame diye ortaya koyduğu tuhaflıktan sonra kimsenin “Türkiye’de gerçek bir hukuk sisteminin varlığına” inandığını sanmıyorum. Ben buna inanana rastlamadım. Hukukçularımız bunun böyle olmadığını düşünüyorlarsa, kendilerine açık kimlikleriyle Anadolu’da bir tur atmalarını tavsiye ederim. Bakalım nasıl bir hüsnü kabul görecekler? Artık biliyoruz ki hukukçularımızın bu yaptıklarının hukukla alakası yok. Peki, neyle alakası var? Bütün dünyanın “gülünç” diye nitelediği bu son iddianame hukukla alakalı değilse, neyle alakalı? Bu başsavcı, ülkeyi altüst eden hukuk dışı bir saçmalığa tek başına mı girişti? Ben doğrusu tek başına olmadığından kuşkulanıyorum. Devletin içinden birilerine danışarak bu işe giriştiyse hiç şaşmam. Ama, bu insanlar tümden kör olamazlar. AKP’nin kapatılması halinde, yapılacak ilk seçimde bu partinin yerine kurulacak partinin yüzde ellilerin çok üstünde bir oyla iktidara geleceğini onlar da görüyor olmalı. Herkesin gördüğünü onların görmediğini düşünmek yanlış olur. Onlar da bu gerçeğin farkındadır. O zaman, tek amaçları AKP’yi kapatmak olamaz. AKP kapandıktan sonra en aşağı beş yıllığına seçimleri erteletecek bir başka plan daha olması gerekiyor akıllarında. Böyle bir planları olmadan AKP’yi kapatmaya kalkmak gibi bir çılgınlığa kalkışmazlardı. İşte asıl endişe verici soru da bu: Seçimleri erteletmek için ne yapmayı planlıyorlar? Ve, bu planın ordu içinde bir uzantısı var mı? Eğer, böyle bir planları varsa, bunun anlamı açık. Önümüzdeki bir iki hafta içinde “korkunç” bir olayla karşılaşacağız demektir. Seçimleri erteletecek kadar “korkunç” bir şey. Bu, çok tedirgin edici bir ihtimal. Ama böylesi planın uygulanması için bu da yetmez. Türkiye, tek başına ayakta durma gücüne sahip değil. Mutlaka ekonomik ve siyasal bir dış desteğe ihtiyaç duyuyor. Avrupa ve Amerika çok net bir biçimde böyle bir plana destek vermeyeceklerini açıkladılar. Bu hazırlıkları yapanlar bunu da daha önceden kestirmiş olmalılar. O zaman ikinci soruyla karşılaşıyoruz. Böyle bir girişimi başarıya ulaştırabilmek için kimin kendilerine yandaşlık yapacağını düşünüyorlar? Bu soru da, bir zamanlar emekli generallerin televizyon televizyon dolaşıp anlattıkları o eski planı ve onların önerdiği yandaşı akla getiriyor: Rusya… Asker ve hukuk bürokrasisinin içinde, kendi gizli egemenliklerini sürdürebilmek için Türkiye’nin kampını değiştirmeyi göze alacak kadar kendini kaybetmiş birileri var mı? “Asla yoktur” diyemiyorum doğrusu. Eğer varsa… O zaman da önümüzdeki günlerde çok ciddi bir güç çekişmesine şahit olacağız demektir. Türkiye devletinin kadroları, Batı tarafından desteklenen demokrasi yandaşları ve Rusya’ya göz kırpan darbeciler olarak ikiye ayrıldıysa… Karşılıklı hamleler yapılacaktır. Darbeciler, Türkiye’yi yörüngesinden saptıracak kadar “korkunç” bir olay planlarken… Demokrasi yanlıları da derhal Ergenekon çetesinin dışarıda kalanlarını tutuklayacaktı r. Belki ikisi birden olacak. Önümüzdeki günlerde bir şeyler yaşayacağız. Ama ne olursa olsun, Türkiye bir daha geri dönülmez biçimde değişecek. Başsavcının iddianamesi, Kemalist devletin bitimini ilan ediyor bence. Bu “darbeci” güçlerin bir türlü “uslu” durmaması, sürekli sorun yaratmaya uğraşması, darbe planları hazırlaması; Türkiye’yi Batı müttefiki olarak tutmak isteyen devlet kadrolarını da, istikrarlı bir Türkiye isteyen gelişmiş dünyayı da bence bu sefer alarma geçirdi. Devletin içindeki bu darbeci Kemalist güçlerle birlikte yaşanamayacağını, buna mutlaka hukuki bir çözüm bulunması gerektiğini sanırım herkes anladı. O hukuki çözüm de kısa vadede yürürlüğe girecektir. Darbeciler planlarına uygun olarak “o korkunç şeyi” yapsalar da, onu yapamadan yakalansalar da, Türkiye mutlaka demokrasi hamlelerine hız verip darbeci Kemalizmi devletten kazıyacaktır. Başsavcı, AKP’yi kapatayım derken Kemalizm’i kapattı bence. Dünyayı ve Türkiye’yi yok saymanın bedelini devletin içindeki bütün güçlerini kaybederek ödeyecekler. Bunu göreceksiniz. Şimdi yapılacak tek şey… Onların aklındaki “ikinci” adımı atmalarını önlemek için derhal tedbir almak… Ve, bir dönemin huzur içinde bitmesini sağlamaktır.
ALINTI :
Ahmet ALTAN - Taraf Gazetesi


13 Mart 2008 Perşembe

Özeleştiri Tesbiti : Mahalle Baskısına Tersden bir Örnek...

İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mesut Parlak, milletvekili ve işadamlarına içini döktü.

Parlak, "Asıl mahalle baskısı bana var. Ne cuma namazı kılabiliyorum ne de oruç tutabiliyorum." dedi. Alınan bilgilere göre, Üniversitelerarası Kurul toplantısı için geçtiğimiz hafta Ankara'ya giden Parlak, İstanbul'a dönerken uçakta milletvekili ve işadamlarıyla sohbet etti. Eski YÖK Başkanı Erdoğan Teziç döneminde rektörlüğe atandığını hatırlatan Parlak, 3 yıl boyunca ciddi sıkıntılar yaşadığını belirtti. 'Mahalle baskısı' deyimine atıf yaptıktan sonra, ilginç bir olay anlattı: "Ramazan'da yanıma gelip bir şeyler yiyip yemediğimi çaktırmadan kontrol edenler oldu. Rektörlerin oruç tutmayacağı gibi bir anlayış var. Rektör oruç mu tutar, diyorlar."

....Mesut Parlak'ın bir itirafı da Başbakan Tayyip Erdoğan'a karşı 'mahcubiyet'i oldu. Erdoğan'ın İstanbul büyükşehir belediye başkanlığı döneminde tıp fakültesi için üniversiteye yer verdiğini; ancak akademik kurulun bunu reddettiğini hatırlatan Parlak, "Başbakana karşı mahcubum." dedi. Parlak, katıldığı bir TV programında "Ben orada hata ettim. Hakikaten benim utancımdır. Ondan beri de böyle, yani başbakanı bir yerde görsem saklanmaya çalışıyorum. Çünkü bu bir daha İstanbul Tıp Fakültesi'nin önüne gelecek bir öneri değildir." ifadesini kullanmıştı.

Alıntı : Türbanda Danıştay Neyi durdurdu ?

Sevinçleri Kursaklarında Kalacak... Kalmalı da...

Biri çok satmakla, diğeri 'aydınlanmacı' olmakla övünüyor, ama al birini vur ötekine... Dün birinin manşeti “Danıştay YÖK'ü durdurdu” diyordu, ötekinin ise “Yargı türbana 'dur' dedi”... Oysa Danıştay YÖK'ü durdurmadığı gibi, Danıştay'ın anayasayla serbest bırakılan bir konuda 'dur' deme yetkisi bulunmuyor.

Danıştay'ın YÖK Başkanı Prof. Yusuf Ziya Özcan'ın üniversitelere gönderdiği yazısı için taktığı ad sorun çıkarıyor: 'Genelge'... Düz bir yazıya 'genelge' adını takan Danıştay, kararıyla, YÖK Başkanı Prof. Özcan'a, “Tek başına genelge yayınlama yetkiniz yok” demiş oldu...

Hepsi bu.

Manşetlere farklı biçimde yerleştirilen kararın esas anlamı bundan ibaret. Çok satan veya aydınlanmacı geçinen gazetelerin, olayı, sanki Meclis'in yaptığı anayasa değişikliği üzerinde Danıştay'ın denetim hakkı varmış gibi sunmaları ibretlik. 'Aydınlanmacı' geçinen “Danıştay 8. Dairesi, YÖK Başkanı Özcan'ın genelgesini oybirliğiyle yasalara aykırı buldu” diyor ya üst-manşetinden; genelgesinin içeriği değil Prof. Özcan'ın Danıştay tarafından aykırı bulunan, tek imzayla 'genelge' yayınlaması sadece.

10 Mart 2008 Pazartesi

Tarihimizden İlginç Bir Yasak : Mutlu Ol... Bu bir emirdir... (Sinan Çetin 'den Video)

"İnsanların Müziğine , Kültürüne , Yaşam Tarzına Yasaklar Koyan Siyasi Otorite hayatın karşısında daima tuhaf duruma düşmüştür"

Yıl 1934... Türk müziği yasak. Radyoda çalınmıyor. Amaç, Batı kültürünü yaygınlaştırmak... Yönetmen Sinan Çetin, 6 dakikalık kısa metraj filmde bu yasağı irdelemiş. İzleyiciyi bol bol güldüren kısa filmin sonundaki mesaj ise oldukça düşündürücü...



7 Mart 2008 Cuma

Tarihe Bırakılacak Tesbit : Baykal haklımı çıkacak ? ( ABD 'nin yeni bir projesimi ? )

Deniz Baykal geçenlerde PKK operasyonu ilgili bir konuşmasında ABD için yaklaşık şöyle söylüyordu : "Herşeyi yaptınız. Kara harekatı, Hava harekatı ama olmuyor işte. Bunlarla (PKK) görüşerek sorunu çözün diyecekler diye korkuyorum" demişti. Bugünlerde ABD tarafından gelen bilgiler Baykal 'ın söylediğini doğrular nitelikte...

ABD 'den gelen bilgilere bakarsak :

Hürriyet Analiz 'den Alıntıdır.


ABD 'nin en yetkilileri Ağızlarındaki baklayı (Hürriyet 'in deyimiyle Pentagon 'un Planını) çıkarmış oluyorlar. Böylece de ABD 'liler bir taşla da iki kuş vurmuş oluyor.

Şöyleki :

1- ABD Önce Türkiye 'ye Operasyon için onay ve destek vererek, Türkiye 'deki olumsuz imajını nispeten olumluya çevirdi.

2- TSK 'nin operasyonu beklenmeyen bir anda bitirmesi ve Genelkurmay yok böyle bir şey dese de bunu ABD 'nin isteğiyle yapmış gibi bir izlenim yaratılmasıda PKK ve Kürtlere yaradı. Böylece ABD onlara da korkmayın ben buradayken Türkiye fazlasını yapamaz gibi bir izlenim verdi ve Onlar nezdindeki kötü imajınıda olumluya çevirdi. Arkasından da yukarıdaki açıklamalarlada bunu destekledi. Böylece de PKK, Barzani ve Talabani ile gerilen ilişkilerini de düzeltme imkanını bulmuş oldu...

Gelelim Türkiye 'ye :

Görünüyor ki bir ABD planıyla daha karşı karşıyayız. Bunun tedbirleri alınmazsa başımız daha çok ağrıyacağa benziyor. Çünkü artık ABD, Türkiye 'ye istediklerini yapmana izin ve destek verdim ama sorun çözülmedi. Artık onlarla (Pkk) görüşün anlaşın , Kuzey Irak 'ı tanıyın gibi önerilerde bulunacaktır. Bulunmaya başladılarda. Çünkü ABD çok iyi biliyorki bu önerlerinin hiç birini ne olursa olsun hiç Türk hükümeti kabul etmeyecektir.

Böylece de ABD bu bölgede Türkiye 'den gelecek isteklerede hayır deme imkanına kavuşmuş olarak istediği gibi hareket etmeye devam edecek ve Buda göründüğü üzere Türkiye 'nin pek hayrına olmayacaktır.


3 Mart 2008 Pazartesi

En Çok Okunanlar...

BEĞENDİĞİM VİDEO 'lar... (Bazıları YalamaTube açıkken çalışıyor.)

BELGESEL 'ler...

*** TürkBirDev :




Daha geniş bilgi için : www.turkbirdev.org

********************

*** Steve Jobs Hayat Hikayesi (Macintosh ve Apple MiMARI)



********************

*** Almanya Gerçeği - Banu AVAR



*** Viyana'da Türk korkusu ve Patriğin ödülü. -BANU AVAR



*** İsveç 'in Nobeli (Nobel Ödülleri nedir.Birde bu açıdan bakın.) - BANU AVAR




********************

GARİP Neşet Ertaş Belgeseli -1 (Can Dündar 'ın hazırladığı belgesel sanırım 10 parça olarak YouTube 'da. Ben 1. yi koydum diğerlerini YouTube 'dan izleyebilirsiniz.)


********************

LOOSE CHANGE 11 Eylül Saldırılarına Farklı bir açıdan bakan çok ilginç bir belgesel.


*********************
MEVLANA
Mercan Dede - Ney ve Semazen Gösterisi Unıversiade 2005 - (Muhteşem Bir Gösteri)

***********************
Bir başkadır Türküler... (Görüntülü)

Ali Ekber Çiçek - Ağlama Gözlerin


*************************

Ali Ekber Çiçek - Haydar Haydar


***********************

Diğer Bloglarım...

Mizah: Özenle seçtiğim Fıkra, Karikatür ve komikler.
Karma: Karışık olanlar burada.
Faydalı Bilgiler : Benim faydalandığım her türlü bilgi.
Otomotiv : Otomotiv dünyasından seçtiklerim.
Fotograf : Ustalardan,İnternet 'ten ve Çektiklerimden...
Tarih: Sıkıcı olmayan, İlginç tarihi bilgiler...
YeniAnayasa: Yeni Anayasa tartışmaları burada.
Videolar : Komik , İlginç ve Değişik videolar...

Ziyaretçilerim...

Savaş Daima Acıdır... Ya Açlık...!!!

Savaş Daima Acıdır... Ya Açlık...!!!
Savaş'ın kötülüğünü ve Açlığı İki karede anlatmak...(Üst Foto : Kevin Carter_Sudan Alt Foto : Yıl 2003 Irak)

ads2

İnternet 'ten Siteler...

Bir zamanlar Sokağa Çıkma Yasağıyla Pazar Gününü Eve Hapsolarak öğrendiğimiz Nüfus bilgilerimiz şimdi bir tık ötede... Türkiye 'nin İllerinden Köylerine kadar Nüfusunu ayrıntılarıyla öğrenebileceğimiz bir site...
http://www.tuik.gov.tr/....
********************
KAN İhtiyacları konusunda yardımcı olmak için kurulmuş bir site... (Tabii üye olup yardımcı olursak.)
http://www.acilkanlazim.com/Default.aspx
********************
Pul Kolleksiyonu Meraklılarına.
http://www.turkpullari.com/
********************
Türk El Sanatları ile ilgili bir site.
http://www.turkelsanati.com/
********************
Eşref Armağan : Gözleri göremeyen bir insanın neler çizdiğine bir bakar mısınız.
http://www.armagan.com/
********************
Alternatif Medya 1 : MiniDEV
http://www.minidev.com/
********************
On-Line Dünya Atlası
http://plasma.nationalgeographic.com/....
********************
www.360tr.com (Panoramik Görüntüler)
http://www.360tr.com/
********************
Siyasal Ufuk Hareketi
http://www.suhareketi.org/
********************
Genç Siviller Hareketi
http://www.gencsiviller.net/
********************
YouTube Yasaklı iken girmek için :
http://www.ktunnel.com/
tıklayın ve önünüze gelen (url) boşluğuna
http://www.YouTube.com
yazın
ve begin browsing butonuna basın

Yasaklı Sitelere Girmek İçin

KULLANILABİLECEK BAŞKA BİR ADRES

Yetti.be | Özgür İnternet!

********************

Yaza Antremanlı girin...
http://majman.net/fly_loader.html

********************


Destekliyorum...

Pardus... Özgürlük İçin... Özgürlük için Pardus...